1992 yılında Seyfe Gölü’ne haber yapmak için gelen Atlas muhabiri şöyle tanımlıyor Seyfe Gölü’nü “İlk bakışta göze çarpmayan çıplak bir göl Seyfe. Görmeden bakanlara, yanından hemen geçip gidenlere kolay kolay sevdirmiyor kendini. Çevresinde öyle altın renkli altın sık sazlıkları, yemyeşil ağaç kümeleri, subasar söğütleri yok ama, gölüm tuzlu ve sığ suları değişik türden binlerce su kuşuna bol bol beslenip üremeleri için kuçak açıyor. Flamingo, ak pelikan gibi su kuşları ile martı ve sumru türleri için uçsuz bucaksız bozkırın ortasında bir vaha burası. Yakın çevresindeki göllerle birlikte pek çok sayıda su kuşunun yaşam açısından yeri doldurulamaz kutsal sığınak belki de….”
Seyfe Gölü İç Anadolu’nun Orta Kızılırmak Bölümü’nde, tektonik kökenli bir havza da yer alır. Göl adını batısındaki Seyfe Köyü’nden alır. Kapalı bir havza özelliği gösteren Seyfe Gölü havzası 149300 ha, sürekli göl yüzeyi ise maksimum seviye de 8809 ha’dır. Havzanın 120900 ha’lık alanı Kırşehir il sınırları içerisinde, 28400 ha’lık alanı ise, Nevşehir il sınırları içerisinde kalmaktadır. Kalıcı gölün derinliği yağışlı dönemlerde ortalama 100-130 cm arasında değişmektedir.
17.08.1989’da 23.585 ha’lık alan “I. Derece Doğal Sit Alanı”, 26.08.1990’da yine Göl ve çevresini kaplayan 10700 ha’lık alan “Tabiatı Koruma Alanı, 17.05.1994 tarihinde sürekli ve geçici göl alanını da kapsayan 10700 ha’lık alan Ramsar Alanı ilan edilmiştir. Göl bu özelliği ile Türkiye’nin Ramsar Statüsü’ne sahip 13 sulakalanından biridir.
Havzanın % 91.7'sinde kuru tarım, % 8.3'ünde ise sulu tarım yapılmaktadır. Bu alanlarda buğday, arpa, çavdar, mercimek, şeker pancarı, tarımı yapılır.
Uçsuz bucaksız bozkırın ortasında sazlıkları, subasarları, söğütlükleri olmayan çıplak bir göl Seyfe. İlk bakışta hiçbir canlı için yaşam alanı sağlamayan bir yermiş gibi görünüyor fakat Seyfe Gölü’nün Türkiye’nin ilk Ramsar alanlarından biri olduğunu ve bunun için haklı sebeplerin olduğunu bilmek gerekir.
Göldeki en önemli canlı grubunu su kuşları oluşturmaktadır. Göl suları tuzlu ve sodyumlu olduğundan balık türlerine rastlanmaz.
Uluslar arası Su Kuşları Araştırma Bürosu (IWRE) tarafından yapılan bir sınıflandırmaya göre Seyfe Gölü I. sınıf kuş barınak alanı olarak belirlenmiş ve dünyada korunması gereken en önemli kuş barınak alanlarından birisi olarak kabul edilmiştir.
Kuşların göle yumurtlama ve beslenme amacıyla geldikleri ve göldeki küçük balıklar, alg, zooplankton, ve bentik organizmalarla beslendikleri kaydedilmiştir.
Göl ve çevresinde 187 kuş türü tespit edilmiştir. Göldeki kuş varlığı, göç dönemlerinde ve kışın büyük sayılara ulaşmaktadır. Seyfe Gölü, aynı zamanda su kuşları için ülkemizdeki önemli kuluçka alanlarından biridir. Tuz Gölü’nden sonra flamingonun ülkemizdeki en önemli üreme alanı olup, gölün doğusundaki adalarda yaklaşık 3000 çift flamingo kuluçkaya yatmaktadır (Seyfe Gölü Eylem Planı Taslağı, 2009 sayımı). Göl çevresindeki stepler, nesli dünya çapında tehlikede olan kuş türlerinden biri olan toyun beslenme ve üreme alanıdır (Seyfe Gölü Eylem Planı Taslağı, 2009).
Gölün bayrak türü Flamingo (Phoenicopterus ruber)’dur. 1980’lerde sayıları yüz binlerle ifade edilen Flamingolar, en fazla 29 Eylül 1986’da Tansu Gürpınar tarafından 320 bin fert olarak sayılmıştır. Gölün derinliğinden (max. 165 cm) dolayı flamingolar gölün ortasında rahatsız edilmeden beslenebilirler (Seyfe Gölü Eylem Planı Taslağı, 2009).
Gürpınar ve arkadaşları tarafından 1972 ve 1974 yıllarında yapılan gözlemler neticesinde göl, Uluslar arası Öneme Sahip Sulak Alanlar Listesi’ne dahil edilmiştir. Özellikle; çamurcun (Anas crecca), elmabaş (Aythya ferina), suna (Tadorna tadorna), angıt (Tadorna ferruginea) ve sakarmekenin (Fulica atra) göldeki yoğunluklarının sayıca uluslar arası ölçütlerin üzerinde olması, gölün bu listeye dahil edilmesinde büyük rol oynamıştır.Göl çevresinde bulunan 164 bitki türünün 42 tanesi endemiktir (Seyfe Gölü Eylem Planı Taslağı, 2009).